Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimiz(sav)

Gelecek Önünüzde Keşfedilmeye Hazır
Aziz ve pek kıymetli Müslümanlar! Bugün hutbemde sizlere peygamber aleyhissalatu vesselam efendimizin Kur’anda anlatılışı hakkında olacaktır. Mü’minler!

Kur’an’ı kerimde pek çok ayette peygamberimiz aleyhissalatu vesselam efendimiz anlatılmakta, Müslümanlar için vazgeçilmez bir rehber olduğu ifade edilmektedir. Bu anlamda, “Kim peygambere itaat etmişse Allah’a itaat etmiş olur.” Nisa suresinin 80. Ayetinde peygamberimize itaat etmenin Allah’a itaat etmek anlamına geldiği bildirilmektedir. Ve yine “Biz seni ancak bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Furkan suresinin 56. Ayet-i kerimesinde peygamberimizin insanlık için bir uyarıcı ve müjdeci olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca yine sevgili peygamberimiz aleyhissalatu vesselam efendimiz için Cenâb-ı Allah: “Ey Muhammed! Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Enbiya suresinin 107. Ayetinde peygamberimizin rahmetinin genel olduğu, evrensel olduğuna işaret edilmektedir. “Ey inananlar! And olsun Allah ve Resulünde sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel örnek vardır.” ayetinde peygamberimizin Müslümanlar için en güzel örnek olduğu anlatılmaktadır. Yine “De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” Âl-i İmran suresinin 31. Ayetinde. Peygamberimize uyma Allah sevgisinin ayrılmaz parçası olarak nitelendirilmektedir. Peygamberimizi gönülden benimsemeyenlerin Allah’ın gerçek anlamda sevemeyeceği ifade edilmektedir. Allah’ın sevgisine ve mağfiretine ulaşmanın peygamberimizi tanımak ve sünnetine uymakla mümkün olabileceği ayetlerde vurgulanmaktadır, hatırlatılmaktadır.

Aziz Müslümanlar!

Bu itibarladır ki hayatımızın devamı müddetince mutlaka Kur’an’a ve Kur’an’ın Allah katından getiricisi olan peygamber sallallahu aleyhi ve sellem efendimize uymaktan geçilmemiz icap ettiğini hatırımızdan çıkartmamamız gerekmektedir.

Mü’minler!

Şunu unutmayalım ki insan hem iyilik hem de kötülük yapabilme yeteneğiyle yaratılmıştır. O hayatı boyunca bu iki yol arasından tercih mücadelesi vermek zorundadır. Yaradan her zaman ona iyilik yolunu göstermiş ve onu buna teşvik etmiştir. Peygamberlerle bunu teyit etmiştir. Peygamberleriyle insanlara açıklayıcı olarak kendilerine göndermiştir.

Mü’minler!

Sadece iyiliğe iyilikle karşılık verilmesini değil, aynı zamanda kötülüğe de iyilikle karşılık verilmesi gerektiğini hatırlatmıştır Mevlâmız. “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.” Fussilet suresinin 34. Ayeti iyiliğin kötülükleri savacağını bildirmektedir. Kötülük ise her kötülüğü çağırır. Bu fert ve toplumların hayatında her zaman tecrübe edilegelmiş bir gerçektir. Tıpkı toprağa atılan tohumun, biçilecek mahsulün belirlediği gibi insanın yapıp ettiklerinde karşısına farklı bir şekilde çıkmayacaktır. Bu durum özellikle anne, baba ve çocuklar arasında olmak üzere bütün insanî ilişkilerde söz konusudur. O halde şu söze kulak verelim. İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır. Bu bizde bir atasözü olarak söylenegelmiştir. Başta da söylediğim gibi bizim yegâne uyacağımız kişi, liderimiz, önderimiz Hz. peygamber aleyhissalatu vesselam efendimizdir.

Mü’minler!

Buralardan çok söylüyorum. Son din İslam. ………………. Başka çıkar yolu yok. Başka kurtuluş yok. O halde peygamberimizin emrettiği doğrultuda, Kur’an’ın emrettiği ölçülerde O’na uyalım, uymaya çalışalım. Nitekim hutbemin içerisinde mealini verdiğim ………………. “And olsun ki sizin için Allah’ın Resulünde uyulacak en güzel örnek vardır.” diye buyruluyor. Yiyişimiz, içişimiz, malımızı kullanışımız, israf ölçüsüne kalkmadan dünyada verilen nimetlerden istifade etmemiz hep ona uyumlu olacak şekilde ayarlanmalıdır.

Mü’minler!

Bu itibarla hadisi okudum ve getiremedim ama burada manasını hatırlatayım. Demek ki uyulacak kişi peygamber aleyhissalatu vesselam efendimiz ve O’nun getirdikleridir. …………. “Ben peygamber idim daha Âdem aleyhisselam su ile toprak arasında bulunuyordu.” Diye buyruluyor. O halde âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamber aleyhissalatu vesselam efendimizin şefaatini dilemek istiyoruz mutlaka istiyoruz. O’nun şefaatine nail olmak istiyoruz. O’nunla öte alemde hiç olmazsa yakınlığımızın, komşuluğumuzun da olmasını istiyoruz, öyle değil mi? Bu itibarla demek ki Rasulullah aleyhissalatu vesselam efendimizin sünnetlerine sarılalım, O’nun emrettiklerini yerine getirelim. Sizlere buralardan çok defa ifade ettiğim havzı nebiden bahsederken sevgili peygamberimiz aleyhissalatu vesselam efendimizin havzında bütün Mü’minler toplanacaklardır. Ama ……….. müstesna olanlar vardır. peygamberimiz bu olayı anlatırken şöyle bir ifade kullanmıştır. Bazı kişiler ümmetimden olduğunu iddia ederek benim havzımın başına gelecekler, toplanacaklardır. Çünkü

Mü’minler!

Orası öyle dünyadaki susuzluğa benzemez. Bu dünyadaki sıcaklığa benzemez. Susuzluk ve sıcaklık orada farklı farklı olacaktır. Tabi bunların Mü’mine yansıması hafif olacak. Ama diğerlerine tabiatıyla fazla fazla olacaktır. İşte bu esnada benim havzımın başında toplanan bir takım kişileri ben elimin tersiyle …………. Def olun, yüzüm görmesin şeklinde onları kovacağım. Sevgili peygamberimiz aleyhissalatu vesselam efendimiz bu hadisi sahabisinin yanında söyleyince şöyle bir izahta da bulunmuştur. Niçin kovuyor? İşte bunun cevabı bu. …………….. “Benim getirdiklerimi, Benim yolumu Benden sonra değiştirmişlerdir. İşte Ben onları kovacağım.” Diye buyuruyor aleyhissalatu vesselam efendimiz.

Mü’minler!

Her hatırladığımda, her okuduğumda bu beni acayip bir korkuya sürükler. Sizleri de sürüklediğin farkındayım. O itibarladır ki bol bol tevbe istiğfarla bize verilen hayatımızı güzel bir şekilde tamamlamak suretiyle iyilikleri emretmekle, kötülüklerden nehyetmekle, ibadetle, taatle, hakka çağırmakla, fakir fukaraya yardım etmekle. Velhasıl Cenâb-ı Allah’ın rızası olan her şeyde Cenâb-ı Rabbül aleminin lutfü keremini arayalım. O’na tevbe ve istiğfarla dönelim. Çünkü biz dünyada dönmezsek, yani bu şekilde dönüşümüz olmazsa, iyi bir şekilde dönüşümüz olmazsa maazallah, Allah göstermesin ………………. Ayetinden haberimiz olmalıdır. “Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra da bize döndürüleceksiniz.” Diye buyruluyor. O halde tedarikli olmamız icap eden bir husustur. Gemi kalkmıştır gidiyor. Tren istasyonundan ayrılmıştır gidiyor. Günler sayılıdır. Gelecek olan mutlaka gelecektir. O itibarladır ki

Müslümanlar!

Uyanık olun. Cenâb-ı Allah’ın rızasına uygun taatü amel yapmakla mükellefiz. Cenâb-ı Allah bu hususta yâr ve yardımcımız olsun.

ABDULLAH DEMİRCİOĞLU - Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hutbesi 22/03/2013

MAKALE