Bizler Ehl-i Sünnet vel-Cemaatten ayrılmamaya çalışan kimliğe sahibiz. Kuran ve sünnete sımsıkı bağlanmaya azmetmiş, elest bezminde verdiğimiz sözü unutmayan Müslümanlarız. Sayımız azdır veya çoktur önemli değil; önemli olan niyet ihlâs ve samimiyettir. Cenâb-ı Mevlâ buyuruyor: Nice az topluluk vardır ki çok olanlara galiptirler.Bakara, 2/249 Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş seçkin insan buyuruyor: Size iki şey bırakıyorum, onlara avını sıkıca yakalamışçasına sımsıkı sarıldığınız müddetçe katiyen sapıklığa düşmezsiniz; bunlar Allah’ın kitabı Kurân ve benim sünnetimdir. (Muvattâ, Kader/3) Kusurları günahları affedici Rabbimizdir.
Duamız bizleri muvaffak etmesi, imandan sonra dalalete düşürmemesidir. Bu anlayış doğrultusunda Kitâb, Sünnet, icmâ-i ümmet ve kıyas-ı fukahaya ters düşen her türlü söz, fiil ve düşüncelerden uzağız. Duamız onun duası gibi olsun. Ona her hal ve durumda uymaya çalışalım.
Ey Allah’ım, bana seni zikretmede sonra şükretmede ve sana güzel ibadet etmede yardım et. Dikkat ediniz; ancak Allah’ın zikriyle kalpler mutmain olur,rahat bulur huzura erer.