Receb ve Şa‘bân’ın manevî hazzını yaşadığımız, Ramazan-ı Şerif’in ulvî rayihalarını latâif-i külliyemize çektiğimiz şu mukaddes günlerde, İkinci sene-i devriyesini elinizdeki sayıyla tamamlayan ZUHÛR, siz kıymetli okurlarını hasret ve muhabbetle selamlar. Tasavvufî ahlak, tarih, şiir, sanat, zarurât-ı diniyye… merkezli yolculuğunda sakin ama sabırlı, kararlı ve rabıtalı yol almayı sürdüren dergimiz; Takındığı çift kanadıyla mana âleminde seyr u sülûk ederken, Feyiz ve duygu yüklü sayfalarından maada; Sosyal medya aracılığı ile de sesini ve mesajını sizlere duyurmanın sürurunu yaşıyor.
Maksat muhabbet-i İlâhî olunca, bu uğurda gösterilen gayret, harcanan emek, zaman, manevî bir zevke dönüşüyor bi-iznillah.
Bu sayımızda;
Kur’ân ve Sünnet’te anlamını bulan “veli” kavramını kıymetli hocamız Abdullah Demircioğlu’nun satırlarında idrak edecek, Yekdiğerinde tayy-i zaman ve tayy-i mekân ederek, Kâh Asr-ı Saadet’i, Osmanlı’yı, Kâh Yuşa Tepesi’nin sırrını, tasavvuf tarihinin ibretlik sahnelerini… mâhir kalemlerin penceresinden serdetmeye çalışacağız sizlere.
Beni yalnız bırakma
Bu dünyada,
Ukbâda,
Mezarımda…
Her nefes aldığımda
Beni koru!
Sana; havadan
Sudan,
Yediğim içtiğimden,
Her şeyden daha fazla
Muhtacım.
Niyazına yürekten “âmin” derken, Dualar, zikirler, tasavvufta rüya ve en-nihaye yaklaşan mübarek Ramazan Ayı üzerine söylenenler, oruçla ilgili bilinmesi gerekenlerle perdeyi kapatacağız müsaade buyrulursa.
Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın, Sünnet-i Seniyye’nin ve Gönül Sultanları’nın manevî çeşmesinde iliklerinize kadar kandığınız; zikirli, fikirli, feyizli ve bereketli bir ÜÇ AY geçirmeniz duasıyla.
fî emânillâh…