09 Nisan, 2016 - İzlenme: 1434
Merhabalar gönül dostlarımız,
“İnsan, nisyan ile maluldür” denilmiştir.
Bazen Rabbini, Peygamberini, hakkı-hakikati, yapılan bir iyiliği, bazen de kendisine tevdi edilen “emaneti” unutur insanoğlu…
Beden ülkesi maddi ve manevi unsurlarıyla birlikte emanettir bizlere. Onu hor kullanamaz, haram yollara süremez, Yaradan’dan gayrısına sevk edemeyiz.
İlahî ente maksûdî ve rızâke ve likâike matlûbî sözlerini terennüm eder diller,
Ve âtinâ mahabbeteke ve ma‘rifetek niyazıyla vâsıl ilallâh olmak murâd eyler gönüller.
Emanet, Cenâb-ı Hakk’ın insana yüklediği kulluk bilinci ve sorumluluğu…
“el-Emîn” Hz. Peygamber’in kemâl sıfatlarından birisidir.
Çünkü Rabbinin emanetini layıkıyla yerine getirendir O…
Peki, kişinin rahat ve huzur içerisinde hayatını idame ettirdiği, düşüncesini özgürce ifade edip ibadetlerini yerine getirebildiği vatanı kendisine bir emanet değil midir?
Hemen her karışı sadece ve sadece din uğruna canlarını hiçe sayan kahramanların aziz hatıralarıyla dolu olan vatan toprakları;
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ
Cânı, cânânı bütün varımı alsın da Hüdâ
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ
dizeleriyle tasvir olunabilir ancak!
Vatan olmasa ne kalır geriye insandan, insanlıktan?
Vatanı vatan yapan manevî değerlerdir elbette.
Amma vatanınız yoksa hangi değer, değerini muhafaza edebilir ki!
Ezanımdan alışıp tekbîre,
Buldunuz mutluluk, imanımla...
Vatan ettim sizi ey topraklar
Beş vakit damgalayıp alnımla
İslâm sancağının düştüğü topraklar eğer bu topraklar ise,
Onun düştüğü yerden kalkması ve yeniden dalgalanması da bu topraklarda vuku bulacaktır inşallah.
Aziz vatan ve siz değerli pirdâşlarımız!
“Allah, dünyada vatansız, âhirette imansız bırakmasın!”
Fî emânillâh...
27 Temmuz, 2017
08 Ağustos, 2010
12 Ağustos, 2006
09 Şubat, 2014
25 Eylül, 2014
10 Şubat, 2021
12 Ekim, 2010
22 Temmuz, 2010