Yollarda gözler,
Gelmeni gözler,
Bedenler özler,
Siz bana gelin.
Çağırısına kulak veriyor, Anadolu´nun dört bir yanından sohbetine koşan müridan olarak, bir damla iken okyanusla buluşuyoruz, zikrullaha koşuyoruz.
İster büyük ister küçük
Zikir değil sinede yük
Huzura gel boynunu bük
Zikrullâha koş ey kardeş.
Davetine icabet ediyor, büyük-küçük, uzak-yakın demeden zikrullaha koşuyoruz.
Herkes kulak kesilsin,
Kalpten paslar silinsin,
Şarktan garba bilinsin,
Zikrullâha gelinsin.
Sırrına, bir nebze de olsa ermek için, şarktan ve garptan geliyor, zikrullaha koşuyoruz.
Besmele ile başla
Sessiz ol ve yavaşla
Öne eğik bir başla
Gözlerin dolsun yaşla…
Duygularıyla, besmele ile başlıyor sohbetimiz. Dert ağlatır, aşk söyletirmiş. Biz ağlıyoruz aşık söylüyor, gönül kulağıyla dinliyoruz. Bir saati aşan sohbet hiç bitmesin istiyoruz. Gönül diliyle: "Daha yok mu, daha yok mu" diye dileniyoruz.
Okunan her ayet-i kerime ve hadis-i şerif, gönülden söylenen her söz ve nasihat gönlümüze işliyor, Hakk´a kulluğu hatırlatıyor. Öyle duygular sarıyor ki benliğimizi, 'sadece Allah´a (cc.) kul olmak için varız' diye iç geçiriyor insan. Sadece onun için yaşamak, rızası için bir ömür tüketmek ve tek gaye O´na kavuşmak.
“İlâhî Ente Maksûdî ve Rızâke ve Ligâike Matlûbî ve Âtinâ Mahabbeteke ve Ma‘rifetek” niyeti ile zikrimize başlıyoruz. Kalplerden paslar siliniyor, alemler seyrediyoruz.
Gelin Allah Diyelim
Kalpten pası silelim
Alemler seyredelim
Allah Allah dedikçe
Nerde tehvid çekilir
Melekler saf saf gelir
Hepsi tekbir getirir
Allah Allah dedikçe
Zikr-i Hakk'a başlandı
İsm-i Celal hızlandı
Arş-ı ala sallandı
Allah Allah dedikçe
Gönüller şadan olur
Kaygudan azad olur
Can mülke abad olur
Allah Allah dedikçe
İbâdetin özü dua ile başlıyor ve dua ile bitiyor bu anlar. Bu bir demdir gelir geçer...
Allah´ın selamı ve rahmeti üzerimize olsun. Dilimiz her daim zikrullah ile ıslak, gönlümüz şadan ve kaygudan azad olsun.