Ne olurdu
Gökyüzünde bembeyaz bir bulut olsaydım
Rüzgâr götürseydi beni her iklime
Rahmet olup insanların üstüne
Ekinlere, tarlalara, bağlara
Taşlara, dağlara
Şıp şıp yağsaydım
Gökyüzünde parıldayan
Yıldız olsaydım
Bir elimle aya
Bir elimle güneşe
Ve bütün rûhumla
Bedenimle, duâlarımla
Gökyüzüne yıldızlara uzansaydım
Ellerimle dokunsaydım
Bir senede güneşin etrafında
Dünya dolaşır diyorlar
Mevsim olsaydım
Bahar ve kış olsaydım
Kar olsaydım, bembeyaz
Tepelere âheste âheste
Yağsaydım
Yemyeşil yeşillikler olsaydım
Bütün dünyayı
Kaplasaydım
Güneşin harâretini, sıcaklığını
Yaradan’dan ötürü
Yaratılmışı sevmek için
Kalbimde duysaydım
Olmasaydım olmasaydım
Kalp kırıcı, can yakıcı
Vandalist ve yıkıcı
Olmasaydım, olmasaydım
Eritselerdi beni bir demir gibi de, davam için
Istırabımdan, çilemden
Ağlamasaydım
Kesilen bir ağaç, koparılan bir ot olsaydım
Ama sorumlu olmasaydım
Bu yükler bana ağır geldi
Taşıyamıyorum
Ya yükü taşıyan gücüm olsaydı
Yâhut da
Yaşamasaydım, yaşamasaydım
Günahkâr olacaksam
İsyân edeceksem
Gözlerim, ayaklarım, ellerim, mâni olsaydı
Yâhut da olmasaydı
Mademki okuduğum bana fayda vermiyor
İlmim, kitaplarım,
Sanki kitaplarımın üstüne basarak
Yükseldiğim makâmım
Olmasaydı, olmasaydı
Okudum Rabbimin kelâmını, Kur’ân’a doyamadım
Manevî lezzetine, onun adına kanamadım
Ya kansaydım, ya doysaydım
Abdullah DEMİRCİOĞLU