25 Aralık, 2010 - İzlenme: 7593
Zamânı durdurun
Ve ona sorun
Ölmesin kimse
Kimse yaşlanmasın.
Solmasın çiçekler
Kimse ağlamasın
Bu kâbil mi?
Hayır, asla...
Zaman durmuyor,
Akıp giden dakikaların
Önü alınmıyor.
Bunu yapamayan insan neye gururlanıyor?
Dünyâ dönüyor
Güneşler batıp
Güneşler doğuyor
Ve eninde sonunda
Herkes O'na dönüyor.
Geldiği gibi
Gittiği gibi
Ölüyor.
Hala makul olmayan sorular
Şu insanlar soruyor.
Sonum ne?
Ne olacağım?
Nasıl ölüp de
Haşrolacağım?
Çürümüş kemikler hiç dirilir mi?
Ölen, kaybolan geri getirilir mi?
Bunu sorarlar
Fakat bunlar
Ne yazık, bin yazık
Ona inanmazlar
O büyük haberi
Niye sorarsın?
İstihzâ edip de
Sen inanmazsın.
Bileceksin bir gün
İnkâr ettiğini
Göreceksin o gün
Yapıp ettiğini.
Göklerini kim çattı
Masmâvi olarak?
Sonra orada duran
Ayı, yıldızları
Güneşi
Kim parlattı?
Suyu indiren
Yağmuru yağdıran
Yoksa sen misin?
Ey tabiatçı
Olma sen sakın
Böyle inatçı
Bir damla suyu içemeyeceksin
Âhirette inkar sebebinle sen.
Azaptan başka şey
Göremeyeceksin.
Artar azâbın
Orada her an
Ne olur sen de gel
Fırsat kaçmadan.
O'na tam inan
Yarattı Allâh
Yerleri, göğü
Yeri kıldı beşik
Gökleri tavan
Düşürme dilinden
Tesbihle
Zikirle
Hamdla
Şükürle
Yoluna ol kurban
O’nu (c.c.) devamlı an
Vesselâm.
Abdullah Demircioğlu
03 Nisan, 2021
13 Şubat, 2021
27 Aralık, 2007
27 Kasım, 2016
18 Nisan, 2023
22 Temmuz, 2010
02 Kasım, 2005
01 Haziran, 2021