Her şey bir şeydir, cahil ise hiçbir şeydir diyen dinimiz, alimi baş tacı yapmıştır. En yüksek rütbenin ilim rütbesi olduğunu söylemiştir. Hatta alimlerin mürekkebi şehidlerin kanından daha üstündür.
Hatta yine alimler, şehidlerden daha üstündür deniliyor. Çünkü alimler şehidlere, şehadet rütbesinin yüceliğini anlatarak onların bu mertebeyi elde etmelerine sebep olmuşlardır. Tabiidir ki burada bahsedilen alimlerde aranacak özellikler vardır. İlle önce ilmi ile amel eden, Cenab-ı Allah’tan korkan, ilmini dünya menfaatine alet etmeyen samimi ve ihlas sahibi kimseler kasdedilmiştir.
Müslüman memleketimizde böyle dini ve ilmi bütün olan alimlere hürmet edilir, hayır duaları alınırdı. Yeni yetişen nesil artık bu güzel adetlerimizi unutur olmuştur. Zaten böyle alimlerde azalmaktadır. Nitekim Hz. Allah insanlardan ilmi çekip almakla ortadan kaldırmaz. Aksine alimlerin ruhlarını kabz ederek ilmi yavaş yavaş ortadan kaldırır. İnsanlarda etraflarında soracak gerçek alimleri bulamayınca, onların sahtelerine meselelerinin halli için sormak durumunda kalırlar. Böylece onlarda hem kendileri saparlar ve hem de kendilerine soru soran kişileri yanlış bilgi vermek suretiyle yoldan sapıtırlar.
Hz. Peygamber (S.A.S.) efendimiz buyuruyorlar;
“Kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Hz. Allah da ona cennet yollarını kolaylaştırır.”