Kıymetli Kardeşim! Bilindiği üzere Cenâb-ı Allah’a (c.c) yaklaşmanın en kısa yolu, O’nu zikretmektir. Tasavvuf yolu, bu amaçla tesis edilmiştir. Bu yol, tâ Peygamber(s.a.s.) Efendimizden bugüne değin kopmadan gelmiştir ve kıyamete kadar da inşaallah devam edecektir. Nefsi terbiye etmek, başlıbaşına bir okuldur. Her okulun bir öğretmeni olduğu gibi, bu okulun da öğretmenleri Allah(cc) Dostlarıdır.
Her gün belli bir süreyi Cenab-ı Allah(cc) ile beraber olmaya ayırmak ile olur. Namaz ile ayırdığımız vaktin yanında belli tesbihatları da hayatımıza katmalıyız. Kur'an ve Sünnete riayet tam olmalıdır.
Günlük tesbihatlar Allah dostları tarafından Kur'an ve Sünnete göre belirlenmiştir. Bunların hayatta olan bir velinin manevi gözetiminde yapılması kişiye yol aldırır.
Şu 3 özelliği bir kişide toplanması onun Allah Dostu olabileceğinin işaretidir. 1-Konuştuğu sözler inci tanesi gibidir. 2-Onların yanında kişi Dünyayı unutur. 3-İnsanın göğsünü huzur hali kaplar. Ayrıca bu kişilerin de mutlaka bir eğiticisi olmuştur.
"Zikreden mü'min ile zikretmeyen mü'min diri ile ölü gibidir." buyrulmuştur. Kalbi ölüdür. Allah'tan(cc) gafildir. Zikir insan kalbini manen uyandırır. Yapmayan kişi bu manevi uyanıştan, hazdan, mükafattan mahrum kalır.
Rabıta; bir velinin suretini, şeklini hayaline getirerek onun kalbindeki feyz, bereket ve marifetlere ve ilimlere ulaşmaktır. Kalbini büyüklerin kalbine bağlayarak onlardan feyz alma, her şeyi unutarak dünya işlerini düşünmeyerek sevgi ve saygı ile bir velinin mübarek yüzünü hayalinde veya gönlünde bulundurmaktır.